UVA ve UVB Işınları
Tüm canlıların hayat kaynağı olan güneş ışınları, aynı zamanda en büyük düşmanımızdır. Dünyamıza ulaşabilen UV ışınları 2 çeşittir. UVA ve UVB olarak adlandırdığımız bu ışınların zarar mekanizması da kendine özeldir. UVA ışınlarının dalga boyu, cildimizin dermis dediğimiz alt katmanlarına kadar ulaşabilecek düzeydedir. Dermise ulaşan bu ışınlar, cildin sıkılık ve esnekliğinden sorumlu olan kolajen ve elastin liflerini hasara uğratır. Zamanla cilt esnekliğini ve sıkılığını kaybeder. Kırışıklıklar derinleşir ve sarkmalar başlar. UVA hasarı ile oluşan cilt yıpranmasına ‘solar yaşlanma’ diyoruz. UVB’ler ise daha kısa dalga boyuna sahiptirler. Koruyucu krem sürmeden güneşte durduğunuz zaman bunu çok iyi gözlemleyebilirsiniz. Güneş yanıkları ve bronzlaşma UVB ışınlarının yan etkileridir. Özellikle yazın gelmesiyle birlikte, açısı değişen güneş ışınlarının hasarlarından korunmak için koruyucu sürmeden dışarı çıkmamalıyız.
D VİTAMİNİ
Hep zararlarından bahsettiğimiz güneş ışınlarının hiç mi faydası yok? Elbette var. Gezegenimizin döngüsü içinde tüm canlıların yaşaması, biyolojik saatin devamlılığı, zaman kavramı ve mevsimlerin oluşması güneş sayesindedir. Aynı şekilde vücudumuzda da birçok sistemin düzgün çalışması için yine güneş ışığına ihtiyacımız var. Günün belli saatlerinde (11:00-15:00 arası) baş, kol içleri ve yüzümüzden alınan güneş ışınları sayesinde vücudumuzda D vitamini sentezleriz. Dışarıdan yiyeceklerle de alabileceğimiz D vitamini eksikliğinde; öncelikle kemik sağlımız bozulmaya başlar. Çünkü D vitamini, vücutta kalsiyum ve fosforun emilimini sağlar. Eksikliğinde;
- Yüksek tansiyon
- Kemik erimesi
- Romatizmal hastalıklar
- Şeker hastalığı
- Bağışıklık siteminin zayıflaması gibi rahatsızlıkların görülme sıklığı artar.
SPF (Sun Protect Factor-Güneş Koruma Faktörü)
Sıkça duyduğumuz bu kelimenin tam anlamı; güneş koruma faktörüdür. Fakat; en büyük yanlış anlaşılma da burada başlıyor. Sanılanın aksine koruma faktörü ne kadar yüksekse o kadar yüksek koruma sağlamıyor. Koruma faktörü bize koruma süresini gösterir. Yani SPF 10 olan bir ürünle de korunabilirsiniz ama uygulama sıklığınızı artırmanız gerekecektir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; SPF 50+ bir güneş koruyucu sizi ortalama 2,5 saat güneşten koruyacaktır.
Güneş Koruyucu Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Güneş koruyucu seçerken öncelik; cilt yapımız, kişisel isteklerimiz ve yaşam koşullarımız olmalıdır. Yağlı bir cilde yoğun kıvamlı bir krem olmayacağı gibi, güneş altında uzun süreler vakit geçiren birine de düşük faktörlü ( sık tekrar gerektiren ) bir ürün vermek ne kadar doğru olur?
- Kuru ciltler bu konuda şanslıdır. Yoğun kıvamlı kremleri bile rahatlıkla kullanabilirler.
- Karma ve yağlı ciltler su bazlı ve matlaştırma özelliği olan ürünleri tercih etmelidirler.
- Çocuklar ve bebekler için; sürtünmeye ve suya dayanıklı ürünleri tercih etmek daha doğru olacaktır.
- Hassas ciltler mineral koruyucuları daha rahat kullanırlar.