Hepimizin isteği daha parlak, daha pürüzsüz, daha canlı daha daha daha… bir cilt. Bir yandan buna çok fazla para da harcamak istemiyoruz. Biraz annelerimizden kalma bilgiler, biraz da internette hemen her yerde karşımıza çıkan tariflerle yakında herkesin ufak bir laboratuvarı olmaya başlayacak Peki ama evde bu ürünleri hazırlamak ne kadar doğru? Sözde aynı etkiyi hatta daha iyisini vereceği iddia edilen bu tarifler varken, her gün gelişen kozmetik teknolojisine ne gerek var? Buna verilecek çok fazla cevap var fakat en önemlilerini sıralarsak
LİMON-PORTAKAL-KİVİ GİBİ ASİDİK MEYVELER Normal bir cildin Ph seviyesi 4,5-5 arasındadır. Limon ise asidik yapısıyla Ph 2’ye sahiptir. Yani asitlik derecesi oldukça yüksektir. Bu da demek oluyor ki; cildimize limon ve benzeri meyve asitlerini sürmemiz, cildimizin üst katmanında tahribat yaratır. Bu durum bize leke ve kuruluk gibi şikayetler ile geri döner. KARBONAT-KABARTMA TOZU Ölü derilerden arınmak ve cildi derinlemesine temizlemek için çokça tercih edilen karbonatın Ph oranı 9’dur. Bu inanılmaz Ph yapısı cildimizin doğal yapısıyla uyuşmadığı için hassasiyeti artırır. ŞEKER Tanecikli yapısıyla iyi bir peeling etkisi yaratacağı düşünülse de; şeker taneciklerinin tam yuvarlak olmayan yapısı cilt üzerinde mikro kesiklere yol açar. Bu düzensiz ve kontrolsüz kesikler cilt hassasiyetini artırır ve tahriş eder.
DİŞ MACUNU Özellikle sivilceleri kurutacağı düşünülen diş macunlarının içeriğinde bulunan peroksit ve mentol gözeneklere dolarak cildin nefes almasına engel olur. Bu durum da size yeni sivilceler ve siyah noktalar olarak geri döner. Oysa piyasada satılan, dermatolojik testlerden geçmiş bir çok lokal sivilce kurutucu ile bu sıkıntılarınızdan kurtulabilirsiniz. TÜRK KAHVESİ Şeker gibi kahvenin de tam yuvarlak yapıda olmayan tanecikleri epidermiste mikro hasarlar yaratır ve cildi dış etmenlere karşı savunmasız bırakır.
SİRKE Yine Ph sorunu. Sirke asidik yapısı ile hem cildin asit-baz dengesini bozar hem de koruyucu bariyerini ortadan kaldırır.